Türk şiirinin zirve isimlerinden Bâkî’yi bir şiiriyle hatırlayalım, hatırlatalım istedik. Bir tahmisiyle… Tahmis, Divan edebiyatının temeli olan iki mısralık beyitlere üç mısra daha ilave edilerek oluşturulan şiirlerdir. Fuzûli’nin bir şiirini ele alan Baki’nin bu tahmisini alıntıladık. Tırnak içindeki bölümler Fuzuli’nin mısralarıdır.

Tahmis

Aceb ol şâhı zâlim âşıkın hûnına kanmaz mı

Bu denlü nâle bir gün ana te’sir ede sanmaz mı

Kıyâmet yok mudur sanır yahud haşre inanmaz mı

“Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı

Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı”

 

Dem-â-dem ol gül-i handan eder can bülbülün seyrân

Nasîbi ellerin ihsân benim endûh-ı bî-pâyân

Eder gayrileri handân beni bin derd ile giryân

“Kamu bîmarına cânân devâ-yı derd eder ihsan

Niçin kılmaz bana dermân beni bîmar sanmaz mı”

 

Duyuldu râz-ı pinhânım tükenmez âh u efganım

Yıkıldı kalb-i vîrânım ferâgat üzeredir cânım

Akar eşk-i firâvânım çıkar eflâke nâlânım

“Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım

Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı”

 

Olaldan dile gam mesken huzûrum gitdi âlemden

Görünür çeşmime Gülşen belâ-yı aşk ile külhen

Nice demler o sîmin-ten haber almadı dâmîden

“Gamım pinhan tutardım ben dediler yâre kıl rûşen

Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı”

 

Firâk-ı ârız-ı gül bu eder can bülbülün sayru

Gözümden devr dürer incû figânımdan cihan memlû

Ruhun gördükde ey meh-rû sirişkim saçılır her sû

“Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlı akar su

Habîbim fasl-ı güldür bu akan sular bulanmaz mı”

 

Ruhun seyr eyleyen âkil olursa mest-i lâ-ya’kil

Değildir sevmemek kâbil mahabbet etmemek müşkil

Ne denlü olsa sengîn dil sarakdı meyl eder hâsıl

“Değildim ben sana mâil sen etdin aklımı zâil

Bana ta’n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı”

 

Kulun Bâkî şeker-hâdır lebin vasfında gûyâdır

Yapay zeka mitleri: Üstün akıl mı iyi bir asistan mı? Yapay zeka mitleri: Üstün akıl mı iyi bir asistan mı?

İşi seyr ü temâşâdır ser-i kûyinde gavgadır

Gedâ-yı bîser ü pâdır garîb-i deşt-peymâdır

“Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır

Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı”

Ömer Faruk Pekuz ç-alıntıladı