Üç Aylar geldi; değerlendirelim

Halk arasında “Üç aylar” diye yâd edilen aylardan “Receb”i ihya etmeye başladık. Receb ve Şaban ayları normal bir atmosferde geçerken,  Ramazan-ı Şerif’te türbe ziyaretlerinin ardı arkası kesilmez. Hele bir de gazete ve televizyon programlarında Evliyalar ve türbeler ile ilgili programların yayınlanması ile “Haydi türbeleri ziyaret edelim” niyeti ile türbeler dolar taşar. Dualar, adaklar, şükürler, niyazlar, gözyaşları... Allah kabul eylesin. Fatih-Şehremini’nde medfun bulunan Şeyh Mustafa Zekayi Efendi diğer meşhur ismi ile “Oruç Baba” kabri sadece ilk gün ziyaretçi akınına uğrarken, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mübarek Hırka-i Şerif’i, Hz.Halid bin Zeyd Ebu Eyyub el-Ensari, Sünbül Efendi, Merkez Efendi, Yahya Efendi, Fatih Sultan Mehmed, Ebu Şeybe el-Hudri (Süt kardeş), Mehmed Emin Tokadi, Ya Vedud Sultan Türbeleri…  Ramazan boyunca ziyaretçi akınına uğrar. İstanbul ve Anadolu’dan yediden yetmiş yediye insanlar manevi mekanları ziyaret ederler.

Eskinin bir fotoğrafı: Zeyrek semti

Ahşap evlerin artık seyrekleştiği bir semttir Zeyrek. Adını Fatih Sultan Mehmed devri alimlerinden Molla Mehmed Zeyrek’den almıştır. Halen tarihi evlerin gözlendiği semt insanı adeta tarihin derinliklerine çekiyor. Yolunuz bir şekilde Fatih’e düşerse, yönünüzü mutlaka Zeyrek semtine çevirmeye gayret edin. Zeyrek hem tarihi hem manevi bakımdan zengin bir semt. Adım başı tarihle karşılaşmanız an meselesi.

Fetih şehidlerinin semti

Vaktiyle ünlü İskenderiye Feneri'nin yükseldiği noktada: Kayıtbay Kalesi Vaktiyle ünlü İskenderiye Feneri'nin yükseldiği noktada: Kayıtbay Kalesi

Tarihi semtin ara sokaklarında pek çok fetih şehidinin kabri bulunmaktadır. Bunların arasında Fatih Sultan Mehmed’in hocalarından Kara Şemseddin Hazretleri, Fetih Şehidlerinden Sancakdar İbrahim Ağa ve İncirli Dede diye yad edilen Abdülkadir Dede, asıl ismi bilinmeyen Beşinci Sekban, Şeyh Şamih diye anılan ismi bilinmeyen bir fetih şehidi, yine yokuşun başında ismi na-malum bir fetih şehidimiz ve Şeyhü’l-islam Zembilli Ali Efendi’nin kabr-i şerifi bulunmaktadır.

Nasibi olan gidiyor

Mehmed Emin Tokadi’nin şeyhi Ahmed Yekdest-i Cüryani Hazretleri kendisine şunları söylemiştir: "Vasiyet et ki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler. Kimse bilmesin. Ancak, nasibi olanlar gelip bulsun, dua etsinler”  İstanbul’un manevi durakları arasında böyle sırlı bir mekandır burası.  Bulmak da nasip işi ziyaret etmek de. Hatta genel bir kanaate göre İstanbul’un üç büyük evliyasından biridir Mehmed Emin Tokadi Hazretleri. Diğerleri Üsküdar’da medfun bulunan Şeyh Abdülfettah Akri-i Bağdadi ve Eyüp-Nişanca’da türbesi bulunan Şeyh Murad-ı Münzevi’dir.

Mehmed Emin Tokadi Türbesi nerede abi?

Özellikle Ramazan’da “Mehmed Emin Tokadi Hazretleri Türbesi nerede abi?” sorusu sıkça sorulur. Adresi tarif etmek bir yana, soruyu yöneltenlerin İstanbul’u bilmemeleri halinde “nasıl bir adres tarifi yapacağım” düşüncesine kapılır insan. “Buraları bilirmisiniz?” sorusuna genelde “hayır” cevabı gelir. O vakit şu adres tarifi devreye girer “Devam ediniz, düz ilerleyiniz, durunuz, yürüyünüz ve Zeyrek alt geçidine ulaştığınızda Mehmed Emin Tokadi Hazretleri nerede diye sorunuz, kime sorsanız söyler”  Nasibi olan bulur inşallah.

En güzel hediye ile geldim. “Onbir İhlas, bir Fatiha”

Türbeleri ziyaret ederken ilk şart; İlla Edeb’tir. Edeb çok önemlidir. Eller cepte veya arkada olmamalı. Türbede yüksek sesle konuşmamak, hele hele boş ve dünyalık hiç konuşmamak lazım gelir. Ziyaretin adabını büyüklerimiz şöyle tavsiye etmişlerdir; Sanduka veya mezarın sol ayak ucunda edebli bir şekilde durulur ya da oturulur. Yasin-i Şerif, Onbir İhlas-ı Şerif bir Fatiha veya Üç İhlas bir Fatiha okunarak evvela Peygamber Efendimizin mübarek ruh-u Şerifelerine daha sonra sırasıyle diğer zat-ı muhteremlerin son olarak türbedeki Allah dostunun ruhuna hediye edilir.

Edeb ile gelen lutuf ile gider

Bilmeyenler için bir kez daha tarif edelim. Siz deyin Valens biz diyelim Bozdoğan kemerini arkanıza alarak Unkapanı istikametine ilerleyiniz. İstanbul İhtiyarlık Sigorta Müdürlüğü binalarını geçer geçmez. Soldan içeriye girdiğinizde, iki yokuş karşılar sizi. Soldaki Kadınlar Pazarı’na, sağdaki Mehmed Emin Tokadi Hazretlerinin medfun bulunduğu hazireye götürecektir sizi. Zeyrek Mehmed Paşa Yokuşu’nu çıktıktan sonra Zeyrekhane’nin hemen bitişiğinde içinde 20 bilemediniz 25 mezarın bulunduğu küçük bir kabristan karşınıza çıkar. Hazire kapısındaki müjdeli ikaz huzur verir, edeb ile duhul eylememizi işaret eder “Edeble Gelen Lutuf ile Gider”. Bu mahalde vaktiyle Piri Paşa Soğukkuyu Medresesi bulunmaktaymış.

On parmağında on marifet

Adı Mehmed Emin, lakabı Cemaleddin, künyesi Ebû'l-Emâne ve Ebû Mansûr'dur. 1664 senesinde Tokat'ta dünyaya gelmiştir. 1745’de İstanbul'da vefât etti. Fatih, Ayvansaray’daki Emir Buhari Nakşibendiyye Dergahı’nda şeyhlik yapmış, bir zaman Halid bin Zeyd Ebu Eyyub el-Ensari Hazretleri türbedarlığı daha sonra Ravza-i Mutahhara’da Peygamber Efendimizin (s.a.v.) türbesinde türbedarlık görevini üstlenmiştir. Meşhur Hattatlardan Mehmed Rasim Efendi’den hat dersleri almıştır. Aynı zamanda musikişinas bir zat idi. Pek çok talebe yetiştirmiştir. En meşhur talebesi  Müstakimzade Sadeddin Süleyman Efendi’dir ki o da şeyhinin ayak ucunda medfundur.

Mehmed Emin Tokadi Hazretlerinin duası

"Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fatiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın." Şeyh Mehmed Emin Tokadi Hazretlerinin bu duası bizlere adeta umut veriyor. Evet burası Umutsuzluk Kapısı değil. Onlar Allah katında duaları ve niyazları, nazları kabul olan zatlardır. Hani çoğu zaman deriz ya “Ağzı dualı” insanlardır onlar. Ruhuna Fatihalar hediye ederek himmetini taleb ediyoruz.

Doğan Pur haber verdi